Evlerimize, işyerlerimize ve işletmelerimize dekoratif bir çok ürün satın alarak keyifli ortamlar yaratmaya çalışıyoruz. Bazen Instagram’da, bazen Pinterest’te gördüğümüz güzel tasarımları kendi alanlarımıza uygulamaya çalışıyoruz. Aynı masayı, aynı sandalyeyi satın almış olsak da, fotoğrafta gördüğümüz hissi kendi mekanımızda yakalayamıyoruz. Peki ya neden bizim tasarımımız onlarınki gibi görünmüyor? Buradaki anahtar kelime: Işık
Ortamda doğru aydınlatmayı sağlayabilirseniz, tüm dekorasyon hamlelerininiz olduğundan daha iyi görünecektir. Evinizin salonunda, kocaman beyaz ışıklı bir ampulle, tavanın ortasından odayı aydınlatırsanız çevreniz iki boyutlu görünecektir. Fakat o ışığı yakmak yerine tv ünitesi üzerine, saksıdaki bitkinin toprağının üzerine, kitaplığın üzerine koyacağınız küçük sarı soft ışıklı pilli led aydınlatmalar ve orta sehpasının üzerinde yakacağınız bir mum ortamdaki her şeyi üç boyutlu gösterecektir. Siz de kendinizi o ortamın bir parçası gibi hissedeceksiniz.
İşletmelerimizde, cafe ve restoranlarımızda bu durum çok daha büyük önem taşıyor. Müşterilerimizin ortamın parçası gibi hissetmelerini sağlamalıyız. Doğru aydınlatma çözümleri ile alanlarımızı daha keyif alınabilir hale getirebiliriz. Öncelikle kendi fikirlerimizle fark yaratmayı deneyebiliriz, fakat daha büyük projelerde profesyonellerden destek almada fayda var.
Unutmayın ki bir cafe müşterisi, giyim mağazası vitrininde gibi spot ışıklar altında olmaktan çok, rahat hissedeceği, dengeli bir aydınlatmanın olduğu, huzurlu bir ambiyansı olan alanlarda zaman geçirmeyi tercih edecektir.
Comentarios