Eskiden yaz geldiğinde, çay bahçelerinde limonata ve vişne suyu makineleri tezgah üzerinde yerini alırdı. Bolca sade maden suyu satılırdı. Bir de kahverengi cam şişede meyve suyu. Ama zaman ilerledikçe müşteri beklentileri de değişti. Artık bu kadar lezzet müşterileri tatmin etmiyor. Daha fazlası bekleniyor. Milkshake ve frozenlar menülere yakın zamanda eklendi. Fakat bu lezzetler pek bizim genlerimizle uyuşmadı. Soğuk kahvelerin lezzetini sevdik ama yine de çok yüksek sipariş rakamlarına ulaşamadık.
Yaz menüleri için müşterileri heyecanlandıracak ve karpuz çilekli maden suyundan daha fazla satacak ürünlere ihtiyacımız var. Diğer markalardan farklı olabilmek için yeni lezzetler şart. Yaz aylarında cafelerde yemek satışlarında da düşüş söz konusu. Sıcaktan bunalmış misafirlerin keyifle tüketeceği lezzetler sunmak gerek. Peki neler yapabiliriz? Bir beyin fırtınası yapalım ve yeni lezzetler üretelim!
Ben öncelikle yöresel ürünlerin değerlendirilmesi taraftarıyım. Akçay’da karadut suyu, Erdek’te koruk olmadan yaz menüsü olmaz. Tüm yörelerin beğenilen lezzetlerini menüye doluşturmaktansa, daha seçkin menüler hazırlamakta fayda var. Menünün içinde kaybolmak, müşteri için tercih edilen bir durum değil. Az olsun, öz olsun derler. Menünüzü kalabalık yapmaktansa en iyi yaptığınız ürünler ile menü hazırlayın.
En Keyifli Sunum Şeklini Belirleyin!
Bulunduğunuz / kurulduğunuz yöreye özgü klasik ürünü alıp, çok fazla deforme etmeden, konulduğu bardakla, sunulduğu şekille size özel bir lezzet sunumu hazırlayın. Unutmayın sıradan bir limonata, doğru bardakla sunulduğunda çok daha değerli bir hale gelebiliyor. Siz uzun ömürlü olsun, çabuk kırılmasın diye Casablanca bardak kullanıyor olabilirsiniz. Kalın bu bardakta içilen limonata ile Ikea Ivrig gibi ince bardak ile içilen limonatanın aynı lezzeti vermediğini sizde kolayca test edebilirsiniz. Bu sebeple menünüz için hazırladığınız ürünün sunulacağı bardağı da tadım yaparak belirlemelisiniz. Herkes aldı diye sizde kutu kutu Paşabahçe Timeless alıp sunumlarınızı körü körüne güncellemeyin. Ürününüzü alın ve sunum yapmayı planladığınız bardaklara koyun. En çok hangi bardakta keyif aldınız. O bardağı seçin. Bardağın üzerindeki desenden, bardağın dayanıklılığından daha çok bu konu ile ilgilenin.
Porsiyonlarınızı Büyütmekten Korkmayın!
Sıcak günlerde, soğuk içecekler ile serinlemek istiyoruz. Sipariş ettiğimiz ürün ağzımızın kuruluğunu gidermeye bile yetmezse mutlu olamayız. Soğuk içecek grubunun yüksek kârlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada yapacağınız cimrilik satışlarınızı düşürmekten başka işe yaramaz. Elinizi korkak alıştırmayın. 30 cc yerine 45 cc sunum yaptığınızda zarar etmeyeceksiniz. Aksine daha çok satacaksınız. Sipariş ettiğiniz yemek karnınızı doyurmuyorsa, sipariş ettiğiniz içecek sizi serinletmiyorsa burada büyük bir hata var. Geleneksel patron mantığına bunu anlatmak zor. Kağıtla kalemle hesap yapsan da fikirlerini değiştiremiyorsun. Ama siz kendinizi geliştirmek isterseniz bu fikri bir deneyin. Asla pişman olmayacaksınız. İnsanlar doya doya lezzetlerinizi denesin, tadını çıkarsın.
Yaz Demek Meyve Demek
Yaz aylarında menülerinize fazlasıyla taze meyve ekleyebilirsiniz. İçecekleriniz, kahvaltı tabaklarınızı, meze tabaklarınızı meyvelerle süsleyebilirsiniz. Çikolata, karamel ve meyve şuruplarını yaz aylarında fazla tercih etmeyin. Daha çok taze meyvelere yönelin. Renkli meyve tabakları da hazırlayabilirsiniz.
Haydi Ürünümüzü Oluşturalım!
Şimdi bu konuştuklarımız üzerinden bir örnek ürün yaratalım. Sizler de aynı taktik ile kendi ürünlerinizi oluşturun. Ne dedik? Her cafenin menüsünde olmayan, farklı sunumlar, yöresel lezzetler, büyük porsiyon, meyve dokunuşları. Bu yazının yayınlandığı tarih olan 13 Temmuz’da erik ağaçlarındaki ekşi erikler tatlı kırmızı erikler haline dönüşmeye başladı. Önümüzdeki günlerde toplanmaya başlayacaklar. Haydi gelin bu kırmızı eriklerle bir lezzet hazırlayalım.
Bu kırmızı eriklerin en güzel yanı, topladıktan sonra direk yıkayıp derin dondurucuya atarak saklayabiliyorsunuz. Buzluktan çıkarıp içecek hazırlayabileceğiniz gibi aynı zamanda dondurucudan çıkarıp meybuz tadında yiyebiliyorsunuz. İç yapısı gereği buz gibi sert ve kırılgan olmaktan çok, meyveli buz dondurmalar gibi donuk halde ısırılabilir yapıda oluyor.
Kırmızı erikleri az miktarda şekerle uzun süre kaynatıyoruz. Çekirdeklerinden ve kabuklarından kurtulacak şekilde süzgeçten geçiriyoruz. Posasını ayırmıyoruz. Çünkü içeceğimizin karakterini o posa oluşturacak. Az su, bol meyve ile konsantre olarak hazırlayıp sonradan sulandırarak da kullanabilirsiniz.
Büyük, ince camdan, sade bir bardak içine, ortaboy üç tane buz. Üzerine ev yapımı erik suyu. Bardağın yanında 2 tane de buzluktan yeni çıkmış donuk kırmızı erik. Ekstra süslemelere gerek yok. Krem şanti, dondurma gibi oyunlara gelmeden erik suyunun tadını çıkarmak gerek.
Şu anda herhangi bir cafeye girin. Menüye bakın. Milkshake, frozen, soğuk kahve, limonata kesinlikle menüde vardır. Fakat kaçında anne tarifi ev yapımı meyve suyu var? Anne tarifi ürünlerin her zaman bir cazibesi olmuştur. Haydi siz de bir ürün geliştirin, reklamını iyi yapın ve yaz menüsünü geliştirdiğiniz bu yeni ürüne odaklayın. Faydasını göreceksiniz. Farklı olursanız kazanırsınız.
Comments