Bu salgınla karşılaştığımız günlerde ne yapacağımızı bilmiyorduk. Şimdi biraz durumu kafamızda oturttuk fakat hala ne yaptığımızı bilmiyoruz. Salgınla karşı karşıya kaldığımız ilk günlerde birçok işletmenin faaliyeti durduruldu. İnsanların evlerinde kalmaları için çabalar harcandı. Herkes sudan çıkmış balık gibi etrafına bakıyordu. Cafe ve restoranların yeniden açılacağı haberi ile birlikte hazırlıklarımızı yaptık. Birçok tek kullanımlık ürün temin ettik, elden ele gezen malzemelerin kullanımını durdurduk, kapı girişlerinde ateş ölçtük ve her masaya dezenfektan koyduk. Önlemlerimizi aldık, tedbirlerimizi uyguladık. Bugün hala pandemi etkisini sürdürüyor, aynı tehlike devam ediyor. Peki ya biz tedbirlerimizi uygulamaya devam ediyor muyuz?
Sokağa çıkma kısıtlamaları, şehirler arası hareketin kısıtlanması gibi birçok tedbir uzun süre uygulandı. Ardından kontrollü sosyal hayata geçiş yapma kararı alındı. Kontrollü sosyal hayat bir anda eski günlere benzer bir sosyal hayata dönüştü. Rehavete kapılmış bir halk ile karşı karşıyayız. Bu ortamda biz cafe ve restoran işletmecilerine büyük görev düşüyor. Rehavet içerisindeki kitle bizim müşterilerimiz. Bizler de onlar gibi tedbirleri unutursak, cafe işletmecisi değil, virüs yayma merkezi işletmecisi haline dönüşürüz. Halk umursamaz tavırlarla hareket etse de bizler işletmeciler olarak tedbirlerimizi doğru şekilde uygulamalıyız.
İlk günlerden daha fazlasını biliyoruz. Virüsün nasıl yayıldığını, hangi tedbirlerle korunulabildiğini görüyoruz. Devlet büyüklerimiz maske, mesafe ve temizlik diyor. Fakat biz yeme içme hizmeti verdiğimizden maske kullanımı mümkün olmayan bir ortam yaratıyoruz. Geriye kalan mesafe ve temizlik konularını daha fazla önemsemeliyiz. Maskesizliğin açığını bu şekilde kapatmalıyız. Masalarımızı, sandalyelerimizi yerleştirirken sosyal mesafeyi düşünmeliyiz. Ferah ortamlar yaratmalıyız. Kapalı alanlardaki maksimum kişi sayısını kontrol etmeliyiz. Bu tedbirler hepimiz için, dünya için.
Yeni bir faaliyet durdurma süreci ile karşı karşıya kalırsak birçoğumuzun bütçesi bu durumu karşılayamayacak. İflas eden işletme sayısı artacak. Elimizden geleni yapmalıyız.
Dünyanın karşı karşıya olduğu bu zorlu durumda, bizlere de büyük görev düştüğünü asla unutmayalım.
Комментарии