top of page
Kıvanç Demirtaş

Müşterilerinizin İz Bırakmasını Sağlayın


İnsanlar iz bıraktıkları yerleri, kendileri için özel hissederler. Bıraktıkları izi, yeri geldiğinde arkadaşlarına da gösterebiliyorlarsa, bu durumdan keyif alırlar. Cafenizde müşterilerinizin iz bırakabilmesi için bir alan hazırlayın. Bu bir duvar panosu, yazı tahtası veya not askısı olabilir. Her gelenin bir fırça süreceği, boyama alanı olabilir. Özellikle üniversite öğrencilerine hitap eden bir kitleniz var ise bunu kesinlikle yapmalısınız.


Yıllar önce Çanakkale’de bir tantuni dükkanında bu mantıkla hazırlanmış bir uygulama gördüm. İşletmeci duvara bir strafor pano asmış. Gelen müşteriler fikirlerini, aşklarını, itiraflarını peçeteye yazarak, masada buldukları kürdanla strafor panoya takıyorlardı. İlgimi çekti ve ben de bir not bıraktım. Uzun bir süre sonra aynı dükkana tekrar gittim ve panonun üzerinde biriken peçeteleri gördüm. Bu kadar ilgi görebileceğini hiç düşünmemiştim. Pano üzerinde hiç boşluk kalmamış ve üst üste katlarca peçete takılmıştı. Dekoratif açıdan da çok güzel görünüyordu. İşletme bu uygulama için sadece duvara pano asmıştı. Kalem bile koymamıştı. Her gelen kendi kalemiyle yazıyordu. Bu sebeple peçetelerdeki renk tonları tabloyu sanatsal bir görünüme sokmuştu. Bu sefer not bırakmak yerine notları okudum. Bahsettiğim yıllarda, sosyal medya kullanımı yoktu. Bugün sosyal medyadaki üniversite öğrencilerinin sıkça kullandığı itiraf sayfalarının ilkel hallerinden biriydi. İlk tanıştığım sosyal itiraf ortamı burasıydı.

Daha sonra bazı cafelerde dekoratif olarak kullanılan kütüklerin üzerine bırakılan notlar, saksı içine yerleştirilen beyaz büyük çakıl taşlarının üzerine bırakılan notlar ve duvarlara renkli postitlerle bırakılmış notlar gördüm. İlgi benzer şekilde yüksekti. Bu durum insanların hoşuna gidiyordu. Ağaç gövdesine kazınmış aşık isimleri gibi. İlkokuldaki sıralarınızın üzeri de aynı değil miydi? Askerde ranzanın alt yatağını kullananlar bilir kazınmış notları. Bu engel olamadığımız insani bir dürtü bence. Herkes iz bırakmak istiyor.


Ben bu konuyu düşündüğümde aklıma polaroid fotoğraf makineleri geliyor. Boş bir duvara 2 metre arayla boyuna iki tane tahta çakın. Üzerinde bolca çivi olsun. Karşılıklı çivileri jüt iplerle birleştirin. İplerin üzerine küçük tahta mandallar asın. Tahtaların sağına ve soluna birer küçük raf takın. Raf üzerine polaroid fotoğraf makinelerini koyun. Müşterileriniz hatıra fotoğraflarını çeksin ve iplere mandalla assın. İplerin üzeri fotoğraflarla dolsun. Keyifli ve dikkat çekici bir hareket olacaktır.


Benzer örneklerle çoğaltılabilecek bu uygulamanın işletmenizin hareketini arttıracağından şüpheniz olmasın. Bence hemen sizde bir şeyler yapın.


7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page