top of page
Kıvanç Demirtaş

Ucuzluk Yarışının Sonu Yoktur




Rekabet ortamı kızıştığında karşılıklı olarak indirimler yapılmaya başlar. Ucuz olan ürünün tercih edileceği düşünülür. Yarış sırasında önde olmak için zarar etmeyi bile göze alabilirler. Aman siz bir işletmeci olarak bu yarışın bir parçası olmayın. Sizi tercih edenler lezzetli yemekleriniz ve kaliteli hizmetiniz için gelsinler işletmenize.


Yıllar önce, Bayim Olur musun? fuarı içerisinde düzenlenen sahne konuşmalarında, Osman Bilge'den duymuştum bu sözü. Ucuzluk yarışının sonu yoktur! Ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı bu konuyu. O günden sonra ucuzluk yarışı içerisinde olan işletmeleri farklı bir gözle değerlendirdim. Sayın Bilge'nin anlattıkları çok doğruydu. Gün içerisinde çok kazanır gibi görünen ama uzun vadede kaybeden, hatta büyük kaybeden işletmeler.


Yeni bir işletme açma düşüncesiyle gelenlere ilk sorduğum şey, “Diğerlerinden ne farkın olacak?” oluyor. Eğer bu sorunun cevabı ucuzluk olursa, ayrıntıları anlatmasını istiyorum. Genelde, “Sütü, peyniri köyden babam gönderecek. Zeytini teyzemler verecek.” gibi doğru maliyet hesapları yapılmamış planlar duyuyorum. Bu kişilere cevabım, bu işletmeyi açmasını engelleyecek tarzda oluyor.


Ürünü ucuza satmanın formüllü ucuz hammadde değildir. Aylık giderleri düşündüğümüzde, ne kadarı hammaddeye ödeniyor ki? Kira, stopaj, muhasebe, personel, vergi derken hammaddeye ödenen paralar hafif kalıyor. Eğer satış fiyatlarını hesaplarken hammaddenin üzerine genel giderler ve karlılığını eklememişsen, uzun vadede kaybedeceksin demektir.


Yola daha ucuz olmak hedefiyle çıktığında, bir başka çılgın, senden daha ucuz etiketlerle karşında belirirse, tek çaren indirim yapmak olacaktır. Bu savaş ancak ikinizden birisi battığında bitecektir. Fakat bu sürede ayakta kalan olsan da, asıl müşterilerin senden vazgeçmiş, kalitesi olan yerlere kaymış olacaktır.


Tüketici olarak hepimiz yapmıyor muyuz bunu? Karşılıklı iki kuruyemişçi var. Birinde güleryüzlü çalışanlar hizmet veriyor. Karşısındakinde mahalleden toplama gençler var. Gençlerin çalıştığı işletmede kendi kuruyemişini kendi torbana koyma, kendin tartma imkanın var. Karışık kuruyemişlerin bademli kısmından doldurabiliyorsun torbana. Ve daha önemlisi güleryüzlülerin yarı fiyatına. İster istemez ucuz tarafa gittin, aldın çerezini. Eve geldin ve televizyonun karşısında çayını demledin. Güleryüzlülerinki kadar lezzetli mi? Tabiki de değil. Aldığın elek altı malzeme. Çünkü ucuz. Bir daha yine gidecek misin ucuz yere. Ben gitmiyorum şahsen. Bir kez deniyorum ve ikinciye alışveriş yapmıyorum.


Kendi işletmeniz için hiçbir zaman kriter olarak ucuzluğu baz almayın. Kaliteli hizmet sunun, lezzetli yemek pişirin. Farkınız kaliteniz olsun. İyi personellerle çalışın, iyi hammadde kullanın. İlk günler zor da geçse, uzun vadede kazanan siz olacaksınız.


2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page