top of page
Kıvanç Demirtaş

Nereden Çıktı Bu Serpme Kahvaltı

Güncelleme tarihi: 23 Kas 2019



Son birkaç yıldır tüm işletmelerin menülerine dahil olmuş olan ve reklam unsuru olarak ön planda tutulan serpme kahvaltılar nerden çıktı? Gerekli mi? Abartı mı?


Her milletin kahvaltı kültürü farklı. Türkler için kahvaltı; ekmek, peynir, zeytin, reçel, tereyağı, yumurta, domates ve salatalık gibi ürünler ile oluşan, çeşit olarak zengin bir öğün. Evlerimizde hazırladığımız kahvaltılarda bu çeşitlerin hepsi her zaman sofrada olmuyor. Buzdolabında ne varsa sofraya konuluyor ve o tüketiliyor. Bir hafta çilek reçeli varsa, bir hafta vişne reçeli oluyor sofrada, bazen bal çıkıyor sahneye. Haşlanmış veya kızarmış olarak sofraya konulan yumurtanın içine bazen sucuk girebiliyor. Bazen yeşil zeytin, bazen siyah zeytin oluyor evlerimizde. Fakat cafe ve restoranların serpme kahvaltı olarak bizlere sundukları menülerde hem çilek, hem vişne, hem kayısı, hem gül reçeli geliyor sofraya aynı anda. Yanında bal, tahin pekmez. Bir tabak dolusu siyah zeytine, bir tabak dolusu yeşil zeytin eşlik ediyor. En az 3 çeşit peynir konuluyor önümüze. Patates kızartması, sosis, salam, sucuk ve çok daha fazlası. 2 kişilik kahvaltı istediğinizde tüm masa doluyor bir anda. Bu kadar abartmanın mantıklı bir açıklaması var mı?


İki kişi serpme kahvaltısını yapıp karnını doyurduktan sonra geriye kalanlar ne oluyor? Ciddi miktarda gıda atığı. (Atık mı oluyor, sıradaki müşteriye mi servis ediliyor? İki ucu kirli değnek.) Gelen bir tabak zeytinden kaç tane yedik? 4 çeşit reçelin hepsini bir oturuşta yedik mi? Sadece dünyayı kirlettik. Açlık çeken insanlara saygısızlık yaptık. Biz kendimize saygısızlık yaptık! Dünyaya amelsiz millet olarak tanıttık kendimizi.


Bazı mekanlar bu serpme kahvaltıyı “Köy Kahvaltısı” adı altında bizim karşımıza çıkarıyorlar. Hangi köylü böyle bir kahvaltı yapıyor? Köylü sabah uyanır, bir parça ekmeği beş altı tane zeytin, iki parça peynirle katık eder, çayını içer, tarlasına, işinin başına gider. Ama bizler köy kahvaltısı adı altında, köylülerin emeklerini çöpe atmayı tercih ediyoruz.

Aklı başında restoranlar yok değil. Ben tercihimi genelde onlardan yana kullanıyorum. 2 kişinin yiyebileceği kadar getiriyorlar sofraya. Sen hepsini yedin ve yetmediyse ilavesini yapıyor senin için, yeterki masadan çöpe gitmesin yemekler. İnanın böyle mekanlarda yemek çok daha lezzetli oluyor.


Bu konuda işletmecilerimiz şapkalarını önüne koyup artık düşünmeli. Reklam unsuru olarak masaları çöpe gidecek gıdalarla doldurmak yerine daha akılcı ve zararsız tanıtım hamleler planlanmalı.. Bu konuda farkındalık yaratmak için çok çabalamamız gerekecek.

366 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page